play_arrow
”Suriyeli Sandım..” Irkçılığın Sessiz Çığlığı | Sınır Etkisi pod04
play_arrow
play_arrow
play_arrow
Mehcer Edebiyatı: Göç ve Göçmenlik Üzerine Edebi Bir Yolculuk | Sınır Etkisi pod04
Ve daha fazlası, Kader Işık sordu Suriye Türkmen Meclisi Kurucu Başkanı Samir Hafez cevapladı.
Tam 36 mezar yerini yıkmışlar beş kişi deniliyor ikisi göz altına alınmış. Sormak isteyenler var neden yaptınız ne akılla neyin öfkesiyle diye..
Kürt olan “bölücü” idi, Alevi olan “sapık” idi,solcu olan “yıkıcı”,sağcı olan “faşist”,Ermeni, Rum,Yahudi “gavur”,dindar olan da “mürteci” Geriye kim kalıyorsa artık..
Zaman zaman Türkiye’nin farklı bölgelerinde mültecilere yönelik nefretin boyutu giderek artmış; bu olayların bir kısmı haberlere yansırken, bir kısmı ise sadece sosyal medyada dolaşıma girmişti.
Sınır Etkisi programının bu bölümünde gençlere kulak vereceğiz.
Ankarada Gençlere sorduk.. ‘Göç ve Göçmenlik’ hakkında neler düşünüyorsunuz..?
Hepimizin bildiği gibi yalan, söylenti ve propaganda yeni kavramlar değil. İnsanlar hep yanıltıcı olma kabiliyetine sahipti. Bugün yeni olan ise ikna edici ama yanlış ve yanıltıcı olan bir içeriğin herhangi bir insan tarafından hazırlanmasındaki kolaylık ve bu içeriğin dünyanın dört bir yanına sıçrarken ulaşabileceği hız.
Katliam ve iç savaşın rutinleştiği bir bölgeden barışın olduğu başka bir bölgeye insanların göç etmesi bir insan hakkıdır. Tamam ama ülkemize gelenler 'Muhacir' mi, 'Kaçak' mı?
Milliyetçilik nedir, ne zaman ortaya çıkmıştır? İyi midir, kötü müdür? Ulus-devlet nedir? Milliyetçilik ne gibi sonuçlara yol açar?
Bütün insanlık kendinden sandıklarından farklı bir kimlik veya şahsiyet görmeye ya da duymaya başladığı anda 'azınlık psikolojisi' ile hareket etmeye başlar.
Türk toplumunun bileşimleri çok farklı ve çok yönlü bir yapıya sahip.
Bu bileşim hoşgörüye, saygıya, milli/manevi değerlerle çağdaş uygarlığı bir potada eritmekti. Bir başka ifadeyle bu toplum, “camiden çıkanla mahalle bakkalından içkisini alanın yolda birbirlerine selam verecek, etnik kökenlerini sorgulamadan herkesi bağrına basacak” bir yapıya kavuşturulmuştu.
Böyle bir yapıyı yıkmak, böyle bir ülkeyi işgal etmek mümkün müdür?
